Kanserin yaygınlaşmasını önleyecek mucize
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü’nce yürütülen ve TÜBİTAK tarafından desteklenen projeyle, Karadeniz’de kanserin önlenmesi ve sağlıklı nesillerin yetişmesi için kokulu kara üzüm bağcılığının geliştirilmesi amaçlanıyor.
OMÜ Kurupelit Yerleşkesi Ziraat Fakültesi Uygulama ve Araştırma sahasında yürütülen projeyle, kara üzümün antimutagen ve antikanserojen özelliklerinden dolayı Karadeniz Bölgesi’nde bağcılığının geliştirilmesini sağlamak amacıyla çalışmalar sürdürülüyor.
Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kokulu kara üzümün sağlık açısından bilinenden çok daha fazla faydasının bulunduğunu, özellikle bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğini söyledi.
Türkiye ve Amerika’nın önde gelen en kaliteli kokulu kara üzüm çeşitlerini topladıklarını ve 61 çeşidi araştırma sahasında çoğaltarak bölgeye uygun çeşidi belirlediklerini anlatan Çelik, şöyle devam etti:
‘Kara üzüm kabuğundaki resveratrol maddesi içeriği en fazla Karadeniz Bölgesi’nde yetişen üzümlerde görülüyor. Bu nedenle bölgede bağcılığın geliştirilmesini sağlamayı hedefliyoruz. Karadeniz Bölgesi’ndeki nemli iklimlerde yetişen kokulu kara üzümün kabuğunda bolca yer alan resveratrol maddesi bir yandan üzümün yetişmesini sağlarken öte yandan antioksidan, antimutagen ve antikanserojen aktivitesi göstererek, insan vücudunda kanser dokularının oluşumunu, gelişimini ve artmasını engellemekte. Ayrıca kolesterolü düşürdüğü de saptanmıştır. Kara üzüm vücutta yağların erimesine yardımcı olarak cildin taze ve temiz bir görünüm almasını sağlıyor. İçerdiği maddeler sayesinde güzellik iksiri olarak da nitelendiriliyor. Bir salkım kara üzüm veya buna eş değer kurutulmuş kara üzüm, vücudu ve beyin hücrelerini zindeleştiriyor.’
-‘Kara üzüm yağların erimesine yardımcı oluyor’-
Bir kilo kara üzümün bin 150 gram süt, 390 gram et, 300 gram ekmek ve bin 200 gram patatese eşdeğer olduğunu açıklayan Çelik, üzümün içeriğindeki maddeler nedeniyle bayanlar için en ideal rejim menüsü olduğunu belirtti.
Kara üzümün başlı başına bir sağlık meyvesi olduğunu anlatan Çelik, ‘Kara üzüm güzellik iksiri, gerçek beyin besini ve zayıflama rejimlerinin de ana ürünüdür. Vücuttaki yağlı bileşiklerin kılcal damarlarda birikmesini engellemekte ve kanı sulandırarak koroner kalp hastalıklarına karşı da insanları korumakta’ dedi.
Karadeniz Bölgesi’nin güney yamaçlarında tütün, fındık ve çaya alternatif olarak kokulu kara üzüm yetiştirilmesini amaçladıklarını, bunun için üreticilerle görüşme içinde olduklarını vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:
‘Fakültemiz ve TÜBİTAK tarafından da desteklenen projemizle Karadeniz Bölgesi’nde bağcılığın artmasını sağlamak, üzüm üretimini teşvik etmek için bölgede yetişen kaliteli kokulu üzüm tiplerini belirledik. Bu tipleri bölgede yaygınlaştırarak üzüm suyu olarak değerlendirilmesini istiyoruz. Üzüm tüketiminin artmasıyla bölgede yaygın olarak görülen kanser hastalığının da azalacağına inanıyoruz. Kara üzüm kanser hastaları için iyi bir besin olarak bilinmekte. Üzümün kabukları ve çekirdekleri ile beraber yenmesi, sağladığı fayda açısından çok önemli.’
Prof. Dr. Çelik, projenin üzümün kanser araştırmaları çalışmalarındaki önemi, lösemi ve lenfoma tedavisinde kemoterapinin etkisinin artırılması ya da yan etkilerinin azaltılması için resveratrol kullanılabilmesi yolunda bir çalışmayı kapsadığını, proje bedelinin 90 bin lira olduğunu sözlerine ekledi.