10 kasım yazıları
Hatirlarımda ilkokulluk zamanlarımda sesim gür olduğu icin hep milli bayramlarımızda konuşma metni hazirlatir öğretmenlerimiz okuturdu. bu yazi metnini bulmakla tercih yapmakta her seferinde cok zorlanir genelde öğretmenlerim beyenmez kendileri yeni bir metin verirdi.
bizlerde belki işinizi görecek bir 10 kasım yazıları kismi acalim dedik. beyeneceğinizi tahmin ediyoruz.
10 Kasım Konuşma Metni – 10 Kasım Atatürk’ü Anma Konuşma Metni
İki Mustafa Kemal vardır; Biri ben,fani Mustafa Kemal; diğeri milletin daima içinde yaşattığı Mustafa Kemallerdedir. Ben onu temsil ediyorum. Herhangi bir tehlike anında ben ortaya çıktımsa,beni bir Türk anası doğurmadı mı? Türk anaları daha Mustafa Kemaller doğurmayacaklar mı? Güç milletindir benim değildir.
Eşsiz bir güneş doğdu Selanik’te 1881 yılında bir güneş ki yalnız ülkemizi değil tüm dünyayı ebediyete dek aydınlatacak. Yok olmak üzere olan bir millete yeniden hayat veren,parçalanmış bir ülkeden bağımsız bir devlet kuran ve bir enkazdan çağdaş bir ulus meydana getiren deha Mustafa Kemal Atatürk.
Büyük adam,savaş meydanlarından meydanlara,hudut boylarından,hudutlara bir sel gibi akmış,en son halkıyla birlikte kurtuluş savaşı vererek Türkiye Cumhuriyetini yaratmıştır.
Küçük yaştan itibaren üstün yetenekleriyle dikkatleri üzerinde toplayan Mustafa Kemal Atatürk, ulusal kurtuluş savaşını başlatan ve yönlendiren bir meşale olmuştur. Kişisel çıkarlarını tamamen unutarak kendini milletine adayan bu değerli insan,savaş meydanlarında yenilmez bir asker,sosyal hayatta büyük bir yenilikçi,siyasette eşi bulunmaz bir devlet adamı ve liderdir. Bu özellikleriyle yalnız Türk tarihinin değil,tüm dünyanın yetiştirdiği ender kişiliklerinden biridir. Bu nedenle onun büyüklüğünü yalnız biz kabul etmiyoruz;bütün dünya kabul ediyor. Mazlum milletler onun fikirleriyle bağımsızlıklarını kazanıyor;yenilikçi yöneticiler onu örnek alıyor. Nitekim,Asya’da ve Afrika’da sömürge olarak yaşayan bir çok millet,onun düşüncelerini öğrenip,yaptıklarını gördükten sonra uyanmışlar,bağımsızlıklarına kavuşmak için onun açtığı yoldan gitmişlerdir.
Atatürk’ün dehalığına şu olay örnek gösterilebilir. Türk orduları 1922 tarihinde Yunan ordularını İzmir’den Akdeniz’e dökünce İngiltere Parlementosu heyecanlı bir toplantı yapmış ve üyeler sormuştu:
-Nerede başvekil Loyd Corc. . . . . Bize ne söz verdi,netice ne oldu?
Bunun üzerine Loyd Corc yavaş yavaş kürsüye geldi.
-Arkadaşlar,asırlar pek nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki o büyük dahiyi asrımızda Türk milleti yetiştirdi. Mustafa Kemal’in dehasına karşı elden ne gelir? Dedi kürsüden inip başvekillikten istifa etti.
Hayatını milletinin mutluluğuna adayan bu değerli insan,savaşla kazanılan başarıları sosyal hayattaki yeniliklerle pekiştirmiştir. Kurtuluş savaşının kazanılmasından sonra Cumhuriyeti ilan etmiş,böylece halkın kendi kendisini yönetmesini istemiştir. Bunun ardından,yaptığı devrimlerle çağdaş bir ulus olmamızı sağlamıştır. Bu devrimlere kısaca değinecek olursak bunlar: 1 Kasım 1922 Saltanatın Kaldırılması,3 Mart 1924 halifeliğin kaldırılması,2 Eylül 1925 Tekke ve zaviyelerin kapatılması,25 Ağustos 1925 Kılık ve kıyafet devrimi ,10 Ocak 1926 Takvim,saat ve ölçüde yapılan yenilikler,7 Şubat 1925 Aşar ve diğer vergilerin kaldırılması,17 Şubat 1926 yeni Medeni Kanunun kabulu 3 Kasım 1928 Yeni Türk harflerinin kabulüdür.