Gürsel Tekin’den iddialı çıkış
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Yurt Gazetesi’nden Necdet Saraç’a yaklaşan yerel seçimler, ülke ve dünya gündemi üzerine önemli açıklamalarda bulundu.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in YURT GAZETESİ’nden NECDET SARAÇ’a verdiği röportajın satır başları şu şekilde:
6 ay önce aile sigortası için Meclis’e kanun teklifi verdik. Rica ediyoruz; vicdanı, namusu, haysiyeti, yüreği, imanı olan herkes oy versin. Bu insanlar bizim insanlarımız. Devlet bu insanlara muhakkak sahip çıkmalıdır. CHP bunun mücadelesini veriyor.
-BDP’li vekillerin dokunulmazlıklarını kaldırmak sorunu çözmez-
Siyasi partiler çözüm için toplumsal mutabakat zemininde bir araya gelmek zorundadır. İnsan hakları, demokrasi, hukuk, Kürt sorunu, Alevi sorunu.. Bunlar çözülemeyecek sorunlar değildir. Meşru bir zeminde millet iradesiyle seçilmiş bir siyasi partinin milletvekillerinin duygusal gerekçelerle ‘vuralım, kaldıralım’ demek yanlıştır. BDP’li milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırmak sorunu çözmez.
Senin suçlun, benim suçlum mantığı yanlış. Hukuk varsa herkes için vardır. İktidar adalete talimat veremez.
Kürt meselesi AKP ile BDP arasında sıkışmış durumda. Bu hale gelmesini en çok sağlayan AKP iktidarıdır. Hastayı tedavi etme imkanları olduğu dönemde konuşulmuyor, durum kanserleşince ortaya atılıyorsunuz, ‘Kansere çare bulabilir misiniz? Aciziz, çaresiziz’ diyorsunuz. 10 yıldır aklınız neredeydi? 10 yıldır iktidardasınız, hiç mi sorumluluğunuz yok?
-Tek yol barış-
Barış diyen bir üçüncü yol yaratalım. Siyasi dilimizi de değiştirelim. Toplum en azından bir nefes alsın, rahatlasın. Her gün gelen şehitlerimize, akan bu kardeş kanına göz yummak, susmak insanımızın kabul edebileceği bir şey değildir. Barış tek yoldur.
AKP savaş için her yolu deniyor. Suriye’de ve bölgede mezhep çatışması dahil, faşistçe olan her yolu deniyorlar. Önce Esad’ın gidip gitmemesinin Başbakan’a ne kazandıracağını çok merak ediyorum. Esad’ın gitmesi Türkiye’ye çok ciddi bir yarar sağlayacaksa biz de destek verelim. Saddam gitti, ne oldu? Demokrasi mi geldi? Eğer demokrasi ve insan hakları sorunu burada birinci öncelikse BM ne güne duruyor?
Türkiye egemenlerin taşeronu mu ki tek başına kabadayılık yapsın? Evet, biz Suriye’de demokrasi istiyoruz. Bütün dünyadaki diktatörler gitsin. Arabistan’dakine de Türkiye’dekine de karşıyız. (Gülüyor)
CHP Suriye konusunda barış için yeterince cesur davranıyor. CHP konuda iyi bir sınav veriyor. Apaydın denilen karanlık kamp ortada. Bunun karşısında duran tek parti CHP. Hiç kimse tereddüt etmesin; barış için yapılması gereken ne varsa, CHP hazırdır.
-Hayalim İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı-
Partim ve kamuoyu isterse adayım. 2009’da da adaydım. Ancak üç farklı kamuoyu araştırmasından Kemal Bey çıktı. Kemal Bey’in yanına gidip, destek veren de ben oldum. Bu seçimde de İstanbul kimi görmek isterse onun yanında duracağım, hiç kimsenin şüphesi olmasın. Herkesten de bu tavrı beklerim. Siyaset yapan herkesin İstanbul hayali vardır. Benim de en büyük hayalim bu.
İstanbul şu anda çok kötü yönetiliyor; ulaşım felç, altyapı sıfır, planlama yok, tam 400 tane AVM var; küçük esnaf bitmiş.. Olmaz böyle bir şehir, insanını harcayan bir şehircilik anlayışı olamaz. Bir kent düşünün; üçte birinin mülkiyet sorunu var, %80’i sağlıksız yapılaşmadan ibaret, siyasi iktidar yatırım yapıyorum kisvesi altında yandaşlarına rant pazarı oluşturmuş, gariban daha çok eziliyor.. Sorun o kadar büyüdü ki, AKP de sorunların altından kalkamıyor.
Oysa İstanbul’u Londra, Berlin gibi yönetmek gerekiyor. Benim iddiam İstanbul’u belediyecilik ve insan anlamında iyi bilmemden hem de sosyal demokrat olmamdan kaynaklanıyor.
Gürsel Tekin’in İBB Başkanı olursa yapacağı ilk üç şey:
-Ulaşım ve trafik sorununu ele alırım.
-Planlı bir kent oluşturmak için bir İstanbul Anayasası ( Nazım Planlama ) yaparım.
-Deprem sadece İstanbul’u değil, Türkiye’yi ilgilendiren bir can alıcı sorun. İstanbul’da olası bir deprem felaket olur. Kentsel dönüşüm yasasıydı, ıvırdı, zıvırdı.. Bunların hepsi numara! Bunlar yandaş müteahhit rantçısı işlemler. Çok hızlı bir şekilde ada bazında plan tadilleriyle deprem sorununu çözebiliriz.
-CHP İstanbul’u alır-
AKP ile CHP arasındaki 500 bin fark oy hiç önemli değil. Evet, CHP İstanbul’u alır! Kürtlerin de oyunu alırız, yoksul yurttaşlarımızın da. Yeter ki siz samimi olun ve gelecek vadedin. Halkımıza daha çok gireceğiz, onlar için var olduğumuzu anlatacağız. Kaldı ki, biz bu ortamdan çıkmak, yeni bir siyasi iklim yaratmak için herkesle ittifak yapmak istiyoruz. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın, aslanlar gibi mücadele ederek İstanbul’u alırız.
-Seçimden asgari 8 ay önce adayları açıklamalıyız-
Yerel seçimlerde adayları belirleme yöntemini MYK ve Genel Başkan belirleyecektir. Ancak benim kanaatim büyük kentlerde halka ve örgüte sorulmalı, küçük yerlerde ise, ön seçim yapılmalı. Ancak hangi kriterler kullanılırsa kullanılsın, bizim asgari sekiz ay önce adaylarımızı açıklamamız gerek diye düşünüyorum.
*Hayatımda hiçbir zaman vicdanımın kabul etmediği bir anlayışın içerisinde olmadım, yanında durmadım. CHP’nin gençlik kollarından geldim. Üç beş rey için ezilsem de, kesilsem de, çizilsem de inandığım doğruları ifade etmekten kaçınmadım. Parti içerisinde benimle yarışanlar benim ailemin bir parçası. Önemli olan partide iktidar değil, ülkede iktidardır.
Tereddütsüz söylüyorum ki, herkesin oyuna talibiz. Solun çatısı, ezilenlerin ve mazlumların partisi CHP olmalı. Ben bu gidişattan rahatsızım diyen bütün namuslu yurttaşların çatısı CHP olmalı. AKP halkı kandırıyor. Alevilerin talepleri haklıdır. Alevi açılımı yapan AKP kapıyı daha çok kapattı.
Şunu herkesin bilmesini istiyorum ki, önümüzdeki ilk yerel seçimler bu yanlışa dur demek için büyük bir başlangıç olacaktır.