Lidya Sanat ve Mimarisi Genel Bakış
Anadolu’nun batı yakasında, Gediz ve Küçük Menderes vadilerini içine alan bölgede kurulan Lidya uygarlığı; görkemin, zenginliğin ve kültürel etkinliklerin dönem içerisinde doruğa ulaştığı bir uygarlıktır.
Lidyalıların bu denli zengin olmalarının nedeni Sart (Paktolos) Çayı’nda bulunan çok sayıda altın alaşımıdır. Lidya uygarlığını yaratan insanların, bölgeye gelişleri ile ilgili bilgiler kesin olmamakla beraber tam olarak olarak bilinmemektedir.
Kimi bilin adamları, Lidyalılar’ın Anadolu’ya MÖ 1200 yıllarında Frigyalılar ile birlikte geldiklerini öne sürer. Kimileri de Lidya ve Hitit dilleri arasındaki benzerlikten yola çıkıp MÖ 2000 yılından önce doğudan Anadolu sınırlarına geldikleri savı konusunda birleşir.
Başkentleri Sardes (Sard – Salihli / Manisa) olan Lidyalılar’ın diğer önemli yerleşim merkezleri arasında İkiztepe ve Aktepe (Uşak) gösterilebilir. Lidyalılar yerleştikleri bölgelerde çok sayıda sanat yapıtı bırakmıştır. Buna rağmen günümüze gelen güncel örnek sayısı azdır. Lidyalılar MÖ 547 yılında Sardes’i ele geçiren Pers devleti tarafından ortadan kaldırılmıştır.
Lidya mimarisi ile ilgili bilgiler ise başkent Sardes’te yapılan kazılara dayanır. Günümüzde yeterli kalıntısı gelmemekle birlikte, güçlü surlarla çevrili başkentte krallık sarayı ve resmî dairelerin olduğu anlaşılmıştır. Kentin kuzeyindeki anıtsal teras duvarları, bu yörenin Lidyalılar açısından önemli olduğunu ve resmî bir özellik taşıdığını gösterir.
Buna karşılık ekonomik etkinlikler daha çok kenti batıdan sınırlayan Paktolos (Sart) Çayı yöresinde toplamıştır. Çünkü altın arıtma atölyeleri, mücevher dükkânları ve pazar yerleri çoğunlukla buradadır. Lidya mimarisinin en önemli yapı türleri ise tapınak ve mezarlardır.