Bu hafta vizyona girenler!
Takip
Batı ekonomisinin çöküş yaşamasının on yıl ardından, Avustralya madenleri halen daha aktiftir; canlı kalmayı başaran endüstri, umutsuz ve tehlikeli adamların hedefi olmuştur. Eric, böyle bir suç örgütü tarafından soyulur ve böylesine zor bir zamanda tüm varlığı olan arabasını kaybeder. Kanun ya da yasanın kalmadığı bu yerde artık aklındaki tek düşünce intikamdır. Çeteyi bulmak üzere yola çıkar, ancak bulabildiği tek kişi yaralanınca yarı yolda bırakılan, yarım akıllı Rey olur. İki adam bir araya gelir ve sonuçlarını kendilerinin dahi hayal edemeyeceği bir yolculuğa çıkarlar.
David Michôd’un yönetmenliğini yaptığı filmin başrollerinde Guy Pearce, Robert Pattinson ve Scoot McNairy yer alıyor.
Uçuş 7500
7500 numaralı Tokyo uçuşundaki insanlar enteresan karakterlerdir. Uçuşun ortalarında, uçak beklenmeyen bir anda korkunç bir türbülansa girer. Bazı yolcular koltuklarından düşer ve servis arabaları da dahil olmak üzere bütün eşyalar kabin içerisinde savrulur. Türbülans sırasında çıkan kargaşa, kabin ekibi de dahil herkesi tedirgin eder. Türbülans dindiğinde, gizemli işadamı Lance Morrell hayatını kaybetmiştir. Durumun ne olduğu ve nedeni belirsizdir.
Çaylaklar çetesi
David ve iş arkadaşı bir gün David’in sevgilisinin babası ve aynı zamanda patronu olan Bay Larea’yı kıyafetleri çıkartılmış ve baygın bir biçimde yerde yatarken bulurlar. İkilinin görevi ise Bay Larea’yı sağ salim istenilen yere götürmektir. Ancak iki arkadaşın başına bir çok zorluk gelecektir.
Gece planı
Üç çevre aktivisti Josh, Dena ve Harmon yaşadıkları toprakların geleceği için endişelenen ve dahası isyan eden insanlardır. Çevrelerindeki insanların umursamazlığı canlarına tak etmiştir, bir şeyler yapmak için harekete geçmek gerektiğini hissederler. Farklı toplumsal tabanlardan gelen bu üçlü dikkat çekmek amacıya beraber bir barajı havaya uçurmayı planlarlar. Fakat işler bir anda sarpa sarınca, mücadele edebileceklerinden daha ciddi bir Kelly Reichardt’ın yönetmenliğini üstlendiği filmin senaryosu da yönetmenle birlikte Jonathan Raymond’a ait. Oyuncular ise Dakota Fanning, Peter Sarsgaard ve Jesse Eisenberg.
Göz
Çocukluğunda büyük bir travma yaşayan Katlie, yıllarca erkek kardeşi Tim’in ailesini öldürdüğü iddiasıyla karşı karşıya kalmıştır. Aralarının düzelmesi için çabalasalar da sanki yine de bir şeyler yolunda gitmemektedir. Kime ait olduğu bilinmeyen, antika bir ayna Kaylie’nin şüphelerinin merkezine oturur. Etrafındakileri etkisi altına alabilen bu aynanın ilk sahibi adeta sırra kadem basmıştır. Aynanın kendisine bakan kişiyi ele geçirebilme özelliğine sahip olması Kaylie’nin araştırmasını derinleştirir. Çevresindeki herkes ailelerini Tim’in öldürdüğünden emin gibidir. Fakat Kaylie’ye göre ailesini katleden, erkek kardeşi Tim değil, doğaüstü bir varlıktır. . Kaylie hem cinayetin sebebiyle yüzleşmek hem de erkek kardeşinin adını temize çıkarabilmek için kendisini tehlikenin göbeğine atar!
Mezarına tüküreceğim 2
New York’ta yaşayan genç ve çekici Katie, tanınmış bir model olmanın hayallerini kurmaktadır ve bir gün fotoğraf çekimi daveti alır. Portfolyosu için kullanabileceğini düşünerek çekimlere katılmayı kabul eder, ancak sonrasında bu randevu onun için tam bir kabusa dönüşür. Evine döndüğünde ekipten Georgy adında biri kapısını çalar ve genç kadını etkisiz hale getirir. Ekibin geri kalan üyelerinin de yardımıyla Katie’yi kaçırıp bir kilere hapsederler. Böylece Katie’nin tecavüz, işkence ve şiddet dolu günleri başlamış olur. Bu ürkütücü anların ardından bir şekilde kaçmayı başaran Katie’nin psikolojisi tamamen yerle bir olur ve artık yaşamak için tek bir amacı vardır: İntikam…
İlgiyle karşılanan ilk yeniden çevrim ‘Mezarına Tüküreceğim’in bir anlamda devam filmi olan yapımın yönetmeni yine Steven R. Monroe. Filmin başrollerindeyse Jemma Dallender, Yavor Baharov ve Joe Absolom yer alıyor.