Barış canlısıydı! Şimdi örgüt lideri
Irak’ta ilerleyen IŞİD’in lideri Ebu Bekir El Bağdadi kim ? Irak İslam Üniversitesi’de öğretim görevlisi olarak barışcıl mesajlar veren Bağdadi, şimdi dünyanın en çok korkulan isimlerinden biri haline geldi.
Gerçek ismi ne?
Gerçek ismi İbrahim Avvad İbrahim Ali El Bedri ancak daha çok Ebu Bekir El Bağdadi olarak tanınıyor. Ali El Bedri Samarrayi, Doktor İbrahim ve Ebu Dua isimleri ile de biliniyor.
Aslında kim?
1971’de Bağdat’ın 125 kilometre kuzeyindeki Şamarra’da doğdu. Bağdat İslam Üniversitesinde okudu. Doktora yaptı ve öğretim görevlisi olarak da çalıştı. Bu dönemde bir vaizliği ile öne çıktı. O’nu bu dönemden tanıyanlar Bağdadi’yi, insanları barışçıl yöntemlerle ikna etmeye çalışan biri olarak tanımlıyor. Saddam döneminde devletin istihbarat teşkilatı ile yakın ilişkisi olduğu iddia edildi. Ailesi uzun zamandır Pakistan’da yaşıyor.
Nasıl savaşçı oldu?
Irak’ın 2003’te işgalden sonra ABD ordusunun güvenliği sağlayamadığı Felluce’ye gitti ve burada Irak ABD ordusuna yapılan saldırılara katıldı. Felluce’de savaşan Saddam Hüseyin’in eski komutanlarıyla temasa geçti. Küçük gruplarla gerilla savaşı yürüttü. Bu dönemde ABD tarafından yakalandı. cezaevine gönderildi.. Hapishanede diğer Radikal İslamcı militanlarla irtibat kurduğu ve onlardan etkilendiği iddiasına ABD yönetimi şimdiye kadar cevap vermedi.
Örgütte nasıl yükseldi?
2004 yılında Irak’ta kurulan Tevhid ve Cihat örgütü sonrasında El Kaide lideri Usame Bin Ladin’in emriyle kurulan Mezapotamya’da El Kaide örgütüne katıldı. Bağdadi de bu örgütte düşük bir rütbeyle faaliyet göstermeye başladı. Örgüt, 2006 yılında adını “Irak İslam devleti” olarak değiştirdi. Örgütün liderleri ve komutanları peş peşe ABD ordusunca öldürüldü. Son olarak 2006 yılında Ebu Ömer el Bağdadi ve Ebu Hamza el Muhacir’in öldürülmesi ile Ebu Bekir El Bağdadi liderlik koltuğuna oturdu.
Örgütünü nasıl güçlendirdi?
Bağdadi, Irak hapishanelerinden serbest bırakılan militanların çoğunu kendi saflarına katmayı başardı. Gerilla savaşına ve bomba yapımına aşina bu adamları örgütüne kattı. ABD ve Irak ordusuna yaptığı saldırılar örgütünü radikal savaşçılar tarafından çekim merkezi haline getirdi. Yabancı savaşçıları saflarına kattı.
Adının ne zaman duyurdu?
4 Ekim 2011’de ABD IŞİD’i terör örgütü listesine alındı. Yakalanmasına yardım edecek veya onu öldürecek kişiye 10 milyon dolar ödül verileceği açıklandı. Bağdadi, yakalanması için 25 milyon dolar ödül konulan El Kaide lideri Eymen El Zevahiri’den sonra başına en çok para ödülü konulan isim haline geldi. Suriye iç savaşının başlamasından bir ay sonra Nisan 2011’te Suriye’de El Kaide’nin Irak Şam İslam Devleti’ni kurdu. Ve adamlarını bu ülkeye yönlendirdi. Suriye’de faaliyet gösteren bir diğer El Kaide bağlantılı örgüt olan Nusra cephesi ile müttefik olduklarını açıkladı. Temmuz 2013’te de Irak’ta savaşçıların tutulduğu Ebu Garib hapisanesine saldırdı ve buradaki 500 ila 600 tecrübeli militanı serbest bıraktı ve kendi saflarına kattı. Onları da Suriye’deki savaşa yönlendirdi.
El Kaide’den neden koptu?
Suriye’ye geçtikten kısa süre sonra Nusra cephesi komutanlarını hain olmakla suçlamaya ve liderlerini suikastlerle öldürmeye başladı. Nusra, Bağdadi’yi El Kaide lideri Zevahiri’ye şikayet etti. Zevahiri de Bağdadi ve Nusra lideri Culani’yi kendi şeriat mahkemesine sorgulanmak için çağırdı. Bağdadi bunu redetti ve Al Jazeera’ya gönderdiği ses kaydında lider olarak kabul ettiği tek kişinin Bin Ladin olduğunu ve Zevahiri’yi tanımadığını ilan etti. Nusra’nın militanlarının özellikle de dünyanın dört bir yanından gelen yabancı militanlarının büyük bölümü IŞİD’e katıldı.
Askeri başarısının sebebi ne?
Ebu Bekir El Bağdadi’nin örgütü IŞİD, El Kaide gibi selefi akımını kabul etse de savaş yöntemleriyle El Kaide’den kısa sürede ayrıştı. IŞİD, El Kaide gibi sadece suikast ve gerilla savaşı yürütmüyor, alan hakimiyeti için de savaşıyor. Bağdadi ele geçirmek istediği yere ve yakınlarına kılık değiştiren militanlarını gönderiyor ve militanlar buradaki güvenli evlerde bekliyor. Daha sonra , bu yerleşimin liderlerinden ve aşiret liderlerinden kendilerine biat etmelerini istiyor. Kabul ederlerse yanlarına güvendiği adamlarını bırakarak eski yöneticiyi vali olarak atıyor. Kabul etmeyen lidere yönelik hızla başlatılan saldırılar ise yapılan ön hazırlıklar sayesinde çoğunlukla işe yarıyor.
Enerji kaynaklarını, özellikle de petrol kuyularını ele geçirmeye öncelik veriyor. Bu sayede hem mali güç elde ediyor hem de karşı tarafa lojistik zarar veriyor.
Bağdadi, Saddam dönemi Bass yöneticileri, Irak ve Suriye ordusundan kopan eski askerler, Avrupa, Çeçenistan, Bosna, Doğu Türkistan, Libya ve Afganistan dahil bir çok ülkeden gelen gönüllü militanlar ve yerel aşiretlerden aldığı destekle güçleniyor.
Ne istiyor?
Önceleri sadece Irak için savaşan Bağdadi yönetimindeki örgüt, Suriye’de çıkan iç savaşla amacını da tıpkı ismi gibi ‘Irak Şam İslam Devleti’ olarak değiştirdi. Amaç, bugünkü Irak, Suriye, Lübnan, Ürdün, Filistin ve İsrail’in toprakları üzerinde, şeriatla yönetilen bir ülke kurmak.
Örgüt ,Suriye’de Rakka, Haseke ve Deyr Ez Zor vilayetleri ile Suriye’de Musul, Tikrit hattını elinde tutuyor. IŞİD buralarda kendince Şeriat rejimi kurdu ve halkan vergi adı altında para topluyor. Ayrıca ele geçirdiği bu bölgelerdeki petrol kuyularına hükmediyor. Yani Bağdadi, hızla büyüyen bir mali güce sahip.
Kendi hegemonyasını kabul etmeyen tüm grupları, kişileri ve aşiretleri düşman kabul ediyor. Sünni militanlar İslam’ın diğer mezheplerini de kafir olarak tanımlıyor. IŞİD, tutsak aldığı askerleri ya da hain olduğuna karar verdiği sivilleri sembolik yargılamaların ardından acımasızca öldürmesiyle biliniyor.
IŞİD’ın göstermekten çekinmediği bu acımasızlığın insanlar üzerinde yarattığı korku Bağdadi’nin en büyük silahı. Sanılanın aksine Bağdadi ve örgütü, bazı bölgelerde yerel aşiretler ve halk tabanından da destekleniyor. IŞİD ele geçirdiği yerlerde fırınları açık tutarak, halkın gündelik yaşamını sürdümesine engel olmayan adımlar atarak taban bulmaya da çalışıyor. Özellikle Suriye’de bu tavırla destek buldu.