Öcalan’dan yeni mesaj var!
Öcalan’ın BDP heyetiyle İmralı’da yaptığı görüşme sonrasında BDP’den şu açıklama yapıldı:
“Sayın Öcalan, 11.01.2014 tarihinde gerçekleşen görüşme sonunda kamuoyuna aşağıdaki açıklamayı yapmıştır:
Öncelikle halklarımızın barış, demokrasi ve özgürlük umutlarının gerçekleşeceği bir yıl olması dileğiyle yeni yıllarını kutlarım.
Özgürlük mücadelesinin sembol isimleri olan Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan’ı saygı ve şükranla anarken, bu vahşi katliamın hesabını katillerinden mutlaka soracağımızı belirtmek isterim. Tamamıyla süreci hedefleyen bir darbe olarak gerçekleştirilen bu katliama verilecek en etkili cevabımız kalıcı barışı ve demokratik çözüm hamlemizi tüm engellemelere rağmen kararlı bir şekilde başarıya ulaştırmak olacaktır. Biz barışı ve demokratik çözümü bu yoldaşlarımızın şahsında bütün özgürlük şehitlerine adayacağız.
Tarihi bir sonuç almak üzere başlattığımız bu sürecin geldiği noktayı şöyle tanımlayabilirim. Savaş bir cehennem ise barış cennettir. Biz, bir ayağımızı cehennemden çıkarttık ama diğer ayağımızı da çıkarma konusunda ortaya konan engeller mani olduğu için arafta beklemekteyiz. Barış süreci amacına uygun formatlarla geliştirilmeye çalışılıyor. Bizim barış irademiz tüm engellemelere rağmen başlattığımız günkü kararlılığındadır. Fakat şu da bilinmelidir ki, arafta sonsuza kadar kalınamaz. Bu cehennemi şartlardan biran önce ülkemizi ve bölgemizi kurtarmak için herkes ivedilikle ve sarsılmayacak bir irade ortaya koymalıdır.
Yaşanan son gelişmeler de göstermektedir ki, süreç biran önce tahkim edilip, tam demokratik bir ülke inşaası gerçekleşmezse içeride ve dışarıda savaş isteyen demokrasi düşmanı güçler komplolarına hız vereceklerdir. Bu topraklar son iki yüz yıldan beri hep bir darbe ateşiyle kavrulmaktadır. Bizim geliştirdiğimiz süreç anti darbecidir. Ve demokratik bir toplumu hedeflemektedir.
Sürecin içinde ve dışında olan herkesin bilmesi gereken iki önemli hususu belirtmek isterim: Ülkeyi bir darbe ateşiyle yeniden yangın yerine çevirmek isteyenler bizim bu ateşe benzin taşımayacağımızı bilmelidir. Her darbe teşebbüsü bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da karşısında bizi bulacaktır. Ancak demokratik çözüm sürecine gönülsüz ve kavrayışsız yaklaşanlar da bilmelidir ki, bu ateşi söndürmenin tek yolu demokratik barışı biran önce gerçekleştirmektir. Artık süreç ciddiyetsizliği ve yasal hukuksal çerçeveden yoksunluğu kaldıracak durumda değildir. Darbecileri teşhir ve mahkûm etmenin en etkili yolu ortaya net ve cesur bir demokratik müzakere programı koymaktır.
Bugüne kadar türlü gerekçelerle ötelenen yasal ve hukuki düzenlemelerin aslında tam da zamanı bugündür. Tarih bunu ihmal edenleri ders çıkarmaya bile vakitleri kalmadan tasfiye edecektir.
Hızla demokratikleşmeye geçildiğinde darbe kavramı kalıcı bir şekilde mazi olacaktır. Bütün demokrasi güçlerini bu ciddiyeti kavramaya ve gereği için seferber olmaya davet ediyorum.
Sözlerimi bitirirken Ermeni halkının değerli evladı Hrant kardeşimizin anısı ve mücadelesini selamlıyorum. Ermeni yurttaşlarımıza geniş kapsamlı bir mektupla seslenmeyi ve bunu da Hrant’ın katledilme yıl dönümüne yetiştirmeyi umuyorum. Bir kez daha başta hasta tutsaklar olmak üzere bütün cezaevlerine gençlere kadınlara ve barış annelerine özel selamlarımı gönderiyorum.”