Başbakandan o eleştirilere sert yanıt!
Başbakan Erdoğan, Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov ile başbaşa ve heyetlerarası görüşmelerin ardından düzenlenen basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, “Afganistan’da 12 askerimiz şehit düştü. Olayla ilgili incelemeler devam ediyor, helikopterin nasıl düştüğüyle ilgili yeni bir bilgi var mı? Helikopterin düşmediği, düşürüldüğü iddiaları var. Bu yönde bir bulgu var mı? Kaza sonrasında bazı tartışmalar da başladı. Özellikle Türk askerinin neden Afganistan’da olduğu sorgulanıyor. Bu eleştiriler konusunda neler diyeceksiniz?” sorusuna, şu yanıtı verdi:
“İnceleme hala sürüyor. Şu anda bir tuğgeneral komutasında 12 kişilik bir heyet bir savcıyla birlikte bu çalışma için hemen anında Afganistan’a gönderilmişti. Olayla ilgili kaza kırım incelemesi halen devam ediyor. İlk bilgiler helikopterin teknik bir arıza nedeniyle düştüğü yönünde. Yani herhangi bir çatışma falan söz konusu değil. Ama inceleme sürüyor. Rapor tamamlanınca bunu da zaten kamuoyuyla paylaşacağız.
Diğer konuya gelince, özellikle bazı şeyleri sıradan istismar vesilesi yapmak, hele hele bu olaylar üzerinden istismar vesilesi yapmak çok acıdır. Aynı helikopter ülkemizde de düşebilirdi. Nitekim bugüne kadar da birçok helikopter ülkemizde de düşmüştür. Birçok şehit vermişizdir. Şu anda bizim içinde olduğumuz bir NATO camiası var ve bu konseptin içerisinde Türk ordusu, TSK Afganistan’da bir görev yapmaktadır. Biz orada dikkat ederseniz, bulunduğumuz süre içerisinde hiçbir zaman operasyonel bir görev üstlenmedik. Hep lojistik görev ağırlıklı olarak üstlendik. Çatışmalar içerisinde de bizim şehidimiz bugüne kadar olmadı. İşte bu kazayla böyle bir durum başımıza geldi”
“Ordumuz orada sürekli kalacak değildir”
Afgan halkının, Türk askerine karşı aşırı derecede bir muhabbeti ve sevgisi bulunduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, geçmişte Afgan halkının her zaman Türk milletine ruh kökünden gelen bir şekilde yardım ettiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: “Bizim de Afgan halkıyla bir dayanışmamız söz konusu. Bu insanlar bizim zor günlerimizde, istiklal mücadelemizi verdiğimiz günlerde tüm varıyla, yoğuyla bizimle beraber olmuş insanlar. Şu anda da TSK tarihi bir görevini yerine
getirirken aynı zamanda da NATO konsepti içerisindeki bu grevi sebebiyle orada bulunmaktadır. Biz orada güç bulunduran sekizinci ülke konumundayız. Böyle bir durumumuz var. Fakat bu nasıl oluyor da istismar vesilesi yapılıyor hem de böyle bir olay üzerinden…
“Türkiye butik devlet değildir”
Bizim ordumuz tabii orada sürekli kalacak değildir. Belli bir süre sonrasında da çekilmesi kararı verileceği zaman da çekilecektir. Ama bütün bu kararları biz TBMM’de alıyoruz ve parlamento kararıyla da bu süreç uzatılıyor. Daha önce de olduğu gibi, gerekirse de uzatılmıyor. Burada da yapılan budur. Yani Türkiye’de siyaset yapan veya kenarda köşede bir şeyler yazanlar bizden şunu mu bekliyorlar; yani içine kapalı bir butik devlet mi istiyorlar? Türkiye, bir butik devlet değildir.
Türkiye, dünyaya açık bir devlettir ve güçlü bir devlettir. Güçlü bir devlet olmanın gereği de budur. Bunu yapmak durumundayız. Şu anda yapılan da budur zaten. Birilerinin söylediği veya kendilerine göre oluşturduğu yol haritasına Türkiye Cumhuriyeti devleti uymaz. Biz, olması gereken neyse onu yaparız, atılması gereken adımlar neyse onu atarız. Hiçbir zaman küçük düşünemeyiz, büyük düşünmeye mecburuz. Tabii ki büyük devlet olmanın da zaman zaman bedelleri vardır ve bu bedelleri de kimse görmezlikten gelemez. Bunu da görmek zorundayız.
12 şehidimiz operasyon neticesinde olmayan, bir kaza neticesinde olan, velev ki bu bir operasyon neticesinde de veya onlara yönelik herhangi bir saldırı neticesinde de olabilirdi. Ama böyle bir durum da söz konusu olmadı. Şu anda ülkemizde bölücü terör örgütüyle mücadelede askerimizi, polisimizi, sivillerimizi şehit olarak vermiyor muyuz? Onun için lütfen bunu istismar vesilesi yapmasın. İstismar etmesinler. Burada hepimizin el birliği, gönül birliği içerisinde olmamız lazım. Adımlarımızı bu şekilde atmamız lazım. Gerek Türk Silahlı Kuvvetlerimizi, gerek güvenlik güçlerimizi onlara vereceğimiz destekle güçlü kılmamız lazım.”