Ata’dan “Berlin Kaplan’ı” filminin basın açıklaması
Açıklamasında, “Bu açıklamayı son günlerde mahkemeye intikal etmiş bir hususta devam eden suçlamalara cevaben yazıyorum.
Umarım hem kamuoyunun ve hem de sayın Ferdi Tayfur’un aydınlanmasına vesile olur.
Aslında olay o kadar basit ve net ki:
2009 yılında Yüksel Aytuğ’un programında Ferdi Abi’yle karşılaştık, zaten o var diye o programa katılmayı kabul etmiştim, diyebilirim. Beni görür görmez ‘lambalı saz’ isminde bir film projesi olduğunu ve bana göre olduğunu söyledi. Onore oldum ve sempati duydum, karşımda arabesk müziğin krallarından biri bir komedi filmi yazdığını söylüyordu, tavrına bayıldım! Program başladı, Ferdi Abi senaryosunun adını söyledi ve Almanya’dan Türkiye’ye göçen, lambalı saz icad eden bir karekterle ilgili olduğu gibi, bu minvalde şeyler anlattı. (Bu detayı yıllar sonra ben de sizinle birlikte internetten seyrettim, bana kuliste sadece “akor basınca ışıklar çıkan bir Bağlama icat eden adam var, böyle olmaz ben sana senaryo gönderirim” dediğini hatırlıyordum. )
Ben de akabinde hem gösterilen ilgiyi karşılıksız bırakmamak hem de kulisteki sıcak ilişkiyi bozmamak adına ‘gönder abi senaryoyu dedim, demişim”! Malum yıllar önce yaşanan bir programdan aklımda kalanlar bunlar. Hatta kendisi de “Fuat Güner”in programına çıktığımızı zannediyordu onu da ben düzeltip hatırlattım!
Sonra Eyyvah Eyvah filminin ilk montaj hazırlıkları yapılırken menajerim ve kardeşim Cenk aradı, ‘Abi Ferdi ağabeyler aradı ne diyelim dedi? Ben de “cengo biz galiba eyyvah 2’yi de çekebiliriz, Eyyvah Eyvah çok güzel gözüküyor, sen kibar bir dille senaryoyu kabul edemeyeceğimizi ilet” dedim!’ Ve yıllar sonra hiç elime geçmeyen (çünkü bana değil BKM tiyatroya yollamışlar ve kardeşim tiyatrodan bu konuda telefon edilince “biz o işi kabul etmedik, senaryoyu almama gerek yok demiş! ) hiç okumadığım, bir senaryoyu çalmakla itham ediliyorum!!! Ben nasıl bir deliyim ki Türkiye’nin gözü üzerimdeyken Türkiye’nin bir büyük starının senaryosunu çalıyorum. İnsaf! Şimdiye kadar başkalarına ait bir çok senaryoda rol de aldım: Neredesin Firuze, Osmanlı Cumhuriyeti, Kısık Ateşte 15 dakika.
Bakın bazı teknik detaylar veriyim
1- Ben Almancı karekterini ilk kez 2007’de, Okan Bayülgen’in yapımcısı olduğu ‘hacı yatmaz’ programında kullandım! Kayıtları var. Yani Almancı fikrim o programdan çok eski.
2- Yine aynı tip gurbetçi aksanı parodisi şeklinde 2007-2008 yılında başladığım sizin de izlediğiniz ‘tek kişilik dev kadro 2’ gösterimde de var! Kayıtları mevcut hatta Rıdvan Dilmen’in Ntv’de yayınlanan ‘not defteri’ programında da yaptım!
3- Esin kaynağım ‘Fox tv’deki bir gurbetçi boks maçı ve 2007 yılında korumalığımı yapan AYHAN ÖZÇELİK kardeşimizin bizzat konuşması, aksanı ve kendisidir. Bende bıraktığı izlerdir. Filmle ilgili tüm sohbetlerde yaratım sürecinin detaylarını verdim, Ayhan’ın dövüş videoları internette var, bakın! Kendisi profesyonel boksör!
Benim Senaryomda:
1- “Emekli boksör” yok! Halen aktif, şişman, zavallı, aynı zamanda barlarda kapı tutan, köpek gezdirme işiyle de uğraşan bir 3.kuşak Almancı var ve şikeyle mücadele ediyor..
2- Kesin dönüş yok! Kızım yok! Oğlum yok! Komşum yok! Lambalı bir Saz yok! Dünyaya Türk’ün dehasını, icat ettiği sazla göstermek isteyen kimse yok ! Ki bence Ferdi Tayfur’un film hikayesi de budur adı ile müsemma “lambalı saz”!
Günlerdir “Ortak nokta” adı altında sunulan boks, Almancılık, memlekete gidiş gibi durumlar birine ait olabilir mi ? Bunlar insani durumlardır, herkes tarafından bilinen aleni olgulardır. Her sene televizyonlarda gurbetçilerimizin boks maçları yayınlanmaktadır. Sayısı 10’u aşkın “Almancı” filmine sahibiz: Sarı Mersedes, Berlin Berlin, Postacılar Kralı vs… Mesela Sarı Mersedes filminde İlyas Salman köyüne dönen bir Almancı’yı oynar! Bu da mı Ferdi Tayfur’un hikayesi? Katmadeğer Şaban filmini ne çabuk unuttuk? Hani Kemal Sunal’ın Almancı olarak memlekete döndüğü filmini ?
Senaryomda katkısı olan (rejisel anlamda) tek insan yönetmenimiz Hakan Algül’dür.
FERDİ TAYFUR’u anlıyorum ‘yahu ben bunlara senaryo gönderdim, gönder dedi… ne oluyor?” diyor.
Ferdi Abi, sana canlı yayında “hayır, gönderme! ” diyecek bir genç komedyen var mı Türkiye’de? Beni kibarlığımla, iyi niyetimle mi suçluyorsun? Hangi çağda yaşıyoruz ki sanal alem de görüntülerin kaydı olmasın? Ben niye sizin yanlış hatırladığınız programı düzelteyim de, kendime suçlu sıfatını yapıştırayım?
Ferdi Abi kaygılarınıza saygı duyuyorum, ama rahat olun ‘ben çalmam!” Niçin mahkemeye vermek yerine Ferdi Tayfur’un gönlünü almadığım soruluyor. Çünkü Ferdi Abi benimle şahsen konuşmak yerine beni basının ve toplumun önüne atmayı seçti! Töhmet altında bıraktı! Bana hırsız dedi! Kalıbının adamı değilmişsin dedi, hem de filmi seyreder seyretmez! Gazetelere bakmanız yeterli. Yapımcının suçu yok diyor, yapımcı da sizi mahkemeye vermiş durumda. Çünkü hak sahibi olan yapımcı da iddialarınızdan olumsuz etkileniyor. Canlı yayında ‘abi içine sinmiyorsa beni mahkemeye ver’ dedim, onu da yapmadı.
Bana kendimi mahkemede anlatmaktan başka çare bırakmadı. Maalesef sürekli şekilde basın önünde saldırılıyor bana…
Ben kul hakkına inanırım, değer veririm, kendi hakkıma duyduğum saygının aynısını başkasının hakkına da duyarım… Bilen bilir…
Mahkemede adalet tecelli edecektir..
Allah katında da vicdanım rahat” dedi